Türk Hava Yolları’nın (THY) iştirak şirketi olan AJET, özel bir uçuşla İstanbul’dan Kahire’ye ilk seferini yaptı.
Uçuş sonrası konuşan AJet Genel Müdürü Kerem Sarp, “Son zamanlarda rahatsız olduğum bir konu var. Sadece bizde de yaşanmıyor, bütün havayolu şirketlerinde de yaşanıyor. Malum Avrupa’da belli bir gecikmenin etkisini Türkiye’de yaşıyoruz ve uçaklar Avrupa’ya giderken uzun slot dediğimiz kalkış izinleri için uçak içinde beklemeler oluyor. Hem bizde yaşanıyor hem diğer sektörlerde de” dedi.
‘UÇAKTA KENDİ ÇOCUĞUNUZ OLABİLİR, YEĞENİNİZ OLABİLİR, KARDEŞİNİZ OLABİLİR’
Uçaklarda yaşanan şiddet olaylarına değinen Sarp, “Yolcularımız sanki bu işin müsebbibi oradaki kabindeki görevli arkadaşımız ya da yer hizmetlerindeki arkadaşlar gibi davranıyor. Son zamanlarda istemediğimiz şiddet olaylarına maruz kalıyorlar bu arkadaşlar. Hakikaten ne oluyor. Toplumda gördüğümüz hastanede doktora saldıran, okulda öğretmene saldıran, gittiği bir yerde hizmetle alakalı bir sorun olduğunda oradaki kişiye saldıran… Zihniyet aynı aslında. Uçakta kendi çocuğunuz olabilir, yeğeniniz olabilir, kardeşiniz olabilir. Yani kendi ailenizden birisine, dostunuza yapılmasını istemediğiniz bir hareketi niye orada kabin görevlilerine yapıyorsunuz. Şunu açıkça söyleyeyim uçakta benim kabin görevlisi arkadaşıma bu şekilde şiddet uygulayan kişilerle alakalı hem yasal haklarımı kullanıyorum hem de bu tarz yolcular uzun süre benim uçaklarımda uçamazlar. Ve onları blacklist dediğimiz uygulamamız var. Blacklist’e alıyorum ve bundan sonra uçaklarda uçamayacaklar. Hiçbir şey bir insana saldırmayı haklı gösteremez, göstermemesi de gerekiyor. Havacılığı insanlara anlatmamız gerekiyor. Diyelim ki trafiktesiniz. Trafik polisi ya da bölgesine göre jandarma sizi trafikte durdurup kontrollü geçiş sağlıyor ya da trafiği kesti. Ne yapıyorsunuz? Arabanın gazına basıp yolda ilerlemeye çalışabilir misiniz? Çalışamazsınız. Uçak da böyle. Havacılıkta da bu uçakta yolcu alıyorsunuz sizin zamanınız uçağın seferi geldiğinde kapıyı kapatıyorsunuz ve kuleden izin istiyorsunuz, motor çalıştırma iznini ayrı istiyorsunuz. Kule hava trafiğinin yoğunluğuna göre diyor ki, ‘Bekleyin biz size haber vereceğiz.’ Kapalı alanda beklemek ne olursa olsun kabin görevlisine ya da pilota saldırmayı hiçbir şekilde haklı göstermez. Toplum olarak bunların üzerine gitmemiz gerekiyor. Bugün uçakta kabine saldıran yolcu yarın hastaneye gidiyor doktora saldırıyor, okula gidiyor öğretmene saldırıyor, otele gidiyor resepsiyoniste saldırıyor. Yani toplum olarak hakikaten bazı duyarlıklarımızı, hassasiyetlerimizi arttırmamız gerekiyor” şeklinde konuştu.
(DEMİRÖREN HABER AJANSI)