Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, son dönemde Orta Doğu’da artan tansiyonla ilgili çarpıcı değerlendirmelerde bulundu. Özellikle Suriye sahasında İsrail’le karşı karşıya gelme ihtimali üzerine konuşan Fidan, Türkiye’nin bu tür bir çatışmadan uzak durma arzusunu açıkça dile getirdi.
Fidan, “Bölgedeki karmaşık dinamikler içinde çıkarlarımızı korumaya çalışıyoruz. Suriye sahasında İsrail ile doğrudan karşı karşıya gelmek ne bölgesel istikrara ne de Türkiye’nin stratejik hedeflerine hizmet eder,” açıklamasında bulundu.
Suriye, uzun yıllardır farklı güçlerin askeri ve siyasi mücadele sahası hâline gelmiş durumda. Hem rejim güçleri hem de Rusya, İran, ABD ve İsrail gibi dış aktörlerin sahada varlık göstermesi, Türkiye açısından da riskleri beraberinde getiriyor.
Son haftalarda İsrail’in Suriye’de gerçekleştirdiği hava saldırıları ve İran destekli gruplarla yaşanan çatışmalar, sahadaki dengeyi daha da karmaşık hâle getiriyor. Türkiye ise bu denklemde hem sınır güvenliğini sağlamak hem de Suriyeli sığınmacılarla ilgili politikalarını sürdürebilmek adına dikkatli bir pozisyon almaya çalışıyor.
Bakan Fidan’ın açıklamaları, sadece askeri değil diplomatik açıdan da Türkiye’nin hassas bir süreçten geçtiğini gösteriyor. Tel Aviv ve Ankara arasında son yıllarda dalgalı bir seyir izleyen ilişkiler, bölgesel krizler nedeniyle yeniden gerilme potansiyeli taşıyor.
Ancak Fidan, mevcut şartlarda Türkiye’nin diplomatik kanalları açık tutma ve olası gerilimleri tırmandırmama yönünde kararlı olduğunu vurguladı. “İstikrarsızlık, yeni çatışmaları doğurur. Suriye’nin daha fazla bir cepheye dönüşmesini istemiyoruz” diyen Fidan, bölgesel koordinasyonun önemine dikkat çekti.
Türkiye’nin Suriye politikasında son dönemde bazı değişim sinyalleri gözlemleniyor. Özellikle Rusya ve İran’la yapılan görüşmelerin ardından, Türkiye'nin rejimle dolaylı temaslara sıcak baktığı yönünde yorumlar yapılıyor. Ancak Hakan Fidan, Türkiye’nin önceliğinin hâlâ sınır güvenliği, terörle mücadele ve göç yönetimi olduğunu belirtiyor.
Bu bağlamda, İsrail’in Suriye’de gerçekleştirdiği hava operasyonlarının Türkiye’nin planlarını sekteye uğratabileceği düşünülüyor. Fidan’ın ifadeleri, Türkiye’nin bölgedeki istikrarı bozabilecek her türlü askeri gelişmeye karşı temkinli olduğunu ortaya koyuyor.
Son dönemde artan İran-İsrail gerginliği, Suriye üzerinden dolaylı bir çatışma hattı oluşturmuş durumda. İsrail, Suriye’de İran destekli gruplara yönelik operasyonlarını sıklaştırırken, bu durum hem Türkiye’nin sınır güvenliğini hem de bölgede yürüttüğü askeri ve diplomatik faaliyetleri zora sokabiliyor.
Hakan Fidan bu konuda da dikkat çeken bir çıkış yaptı:
“Orta Doğu’da hiçbir ülkenin başka bir ülkenin savaş alanı olmasına razı gelmemesi gerekir. Suriye’de çatışmanın tırmanması, sadece orayı değil tüm bölgeyi ateşe atar.”
Uluslararası toplum, İsrail’in Suriye’ye yönelik hava operasyonlarını çoğunlukla sessizlikle karşılasa da bazı aktörler çatışma riskine dikkat çekiyor. Türkiye ise daha dengeli bir tutum sergileyerek, hem NATO müttefikliği hem de bölgesel çıkarları doğrultusunda pozisyon alıyor.
Bakan Fidan’ın açıklamaları, Türkiye’nin bölgesel güç dengesini göz önünde bulundurarak yeni bir çatışma ortamından uzak durmak istediğini açıkça ortaya koyuyor. Özellikle diplomatik kanalların açık tutulması, hem Türkiye’nin hem de bölgenin güvenliği açısından kritik önem taşıyor.
Ankara-Tel Aviv hattında son yıllarda yeniden başlayan diplomatik normalleşme süreci, bölgede yaşanan gelişmelere rağmen devam ediyor. Hakan Fidan’ın açıklamaları, Türkiye’nin bu normalleşme sürecini sekteye uğratmak istemediğini; ancak sahadaki gerçeklikleri de göz ardı etmeyeceğini gösteriyor.
Özellikle Filistin meselesi, Gazze’de yaşananlar ve Suriye sahasındaki gelişmeler, iki ülkenin farklı önceliklere sahip olduğunu ortaya koyuyor. Bu nedenle Türkiye, denge siyaseti yürüterek hem bölgesel istikrarı korumaya hem de kendi güvenliğini sağlamaya odaklanmış durumda.