İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkında verilen tutuklama kararı, hem siyasi hem de toplumsal alanda geniş yankı buldu. Kararın ardından çeşitli şehirlerde açıklamalar yapılırken, sosyal medya adeta ikiye bölündü.
Kararın ardından A Haber, farklı bölgelerde halkın nabzını tuttu. Mikrofon uzatılan vatandaşların görüşleri arasında destek de vardı, eleştiri de. Ancak dikkat çeken ortak nokta, vatandaşların büyük kısmının “konunun hukuki değil, siyasi boyutunun ağır bastığı” yönündeki değerlendirmeleriydi.
A Haber muhabirleri, özellikle İstanbul, Ankara, İzmir ve bazı Anadolu şehirlerinde vatandaşlara mikrofon uzattı. Soru açık ve netti: “Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanması hakkında ne düşünüyorsunuz?”
“Bu kararın zamanlaması manidar. Seçim öncesi böyle bir adımın siyasi olduğunu düşünüyorum.”
“Ortada ciddi bir suç varsa elbette yargılanmalı, ama bu bir cezalandırma değil, susturma gibi duruyor.”
“Algı operasyonu yapılıyor. Seçim öncesi İmamoğlu üzerinden siyaset yürütülüyor.”
“Yalan haberlerle halk yanıltılıyor. Olan biten gerçeklerle değil, algıyla ilgili.”
“Adalet herkese lazım. Bugün İmamoğlu, yarın başkası... Hukuka güvenmek istiyoruz.”
Bu görüşler, halkın konuya oldukça duyarlı yaklaştığını ve siyasi gerilimlerin adalet algısını zedelediğini ortaya koyuyor.
Tutuklama kararının ardından sosyal medya kullanıcıları arasında da ciddi bir kutuplaşma gözlemlendi. Twitter’da (X) saatler içerisinde şu etiketler trend listesine girdi:
#İmamoğluYalnızDeğildir
#HukukaSaygı
#AdaletHerkesİçin
#AlgıOperasyonu
Özellikle sanatçılar, akademisyenler ve siyasetçilerden de farklı görüşlerde açıklamalar geldi. Kimileri yargı kararına saygı çağrısı yaparken, kimileri bu sürecin tamamen “siyasi mühendislik” olduğunu öne sürdü.
👉 Sürece dair resmi açıklamalar için adalet.gov.tr adresi üzerinden bilgi alınabilir.
Hukukçulara göre, bu tarz davalarda şeffaflık, tarafsızlık ve zamanlama çok kritik unsurlar. Toplumun geniş kesimini etkileyen kararlar, sadece adli değil, aynı zamanda siyasi sonuçlar da doğurabiliyor.
“Yargı kararları toplumda adalet duygusunu ya güçlendirir ya da zedeler. Bu kararlar, sadece içerikleriyle değil, ne zaman ve nasıl alındıklarıyla da değerlendirilir.”
— Prof. Dr. E. Yılmaz, Anayasa Hukuku Uzmanı
Bu açıklamalar, yargının toplum nezdindeki güvenilirliğinin korunmasının önemine dikkat çekiyor.
Kararın ardından CHP Genel Merkezi ve İstanbul İl Başkanlığı’ndan da peş peşe sert açıklamalar geldi. Parti yöneticileri, bu süreci “siyasi linç” olarak nitelendirerek, tüm demokrasi güçlerine çağrıda bulundu.
CHP Sözcüsü'nün yaptığı açıklamada şu ifadeler yer aldı:
“Bu karar, Türkiye’nin demokrasisine verilmiş ağır bir darbedir. Bu bir kişiye değil, halkın iradesine yönelmiş bir tehdittir.”