2005 yılında Internet Explorer’ın her cihazda varsayılan tarayıcı olmasından yakınan Google, bugün benzer suçlamalarla kendisi karşı karşıya. Şirket, özellikle arama motoru pazarında rakipsiz olmasıyla dikkatleri üzerinde topluyor. Tabii Google’ın bu noktaya gelmesi için devasa paralar harcadığı, tabiri caizse rakip şirketlere rüşvet verdiği iddia ediliyor. ABD de Google’dan bu konuda açıklama bekliyor.
Google CEO’su Sundar Pichai, Washington’da devam eden, ABD ile Google arasındaki atnitröst davasında tanık olarak dinlendi. Mahkemede oturmak yerine ayakta durması dikkat çeken Pichai, mahkemede çeşitli açıklamalarda bulundu. Bununla birlikte Pichai, Google’ın geçmişinden gelen bazı dosyalarla da karşılaştı.
Google, geçmişte kendisini rahatsız eden şeyi yapıyor!
Bu durumun en ilginç örneklerinden biri ise 2005 yılındaki Internet Explorer 7 güncellemesi için Google’ın Microsoft’a gönderdiği e-posta oldu. IE7 güncellemesinde adres çubuğunun yan tarafında yer alan küçük arama düğmesi ile kullanıcılar, doğrudan MSN araması yapabiliyordu. Google bu güncellemeden duyduğu çekinceyi, o dönem baş avukatı olan David Drummond’ın gönderdiği bir mektupta açıklamıştı.
Duruşmada Pichai’ye varsayılan seçenek olmanın öneminin farkında olup olmadığı sorulduktan sonra, 2007 yılından kalma bir başka Google dokümanı soruldu. Bu dokümana göre varsayılan arama motoru Google olduğunda yüzde 15 daha fazla Google araması yapılıyordu. Aksi durumda ise arama hacminde yaşanan düşüş, yüzde 27oluyordu. Ayrıca firma, pek çok kullanıcının varsayılan ayarları değiştirmediğinin de farkındaydı.
“Google kötü değil, sadece bir işletme”
Şirketini savunan Pichai, Arama, Android ve Chrome’un sadece iyi ürünler olmadıklarını, internetin tamamı için faydalı olduğunu söylerken, “Google kötü değil, sadece bir işletme” ifadelerini kullandı. Bu ifade, dikkat çekiciydi.
Google’ın harcadığı para da davada gündeme geldi
Google, sırf varsayılan arama motoru olabilmek için sadece 2021 yılında kabaca 26.3 milyar dolar gibi yüklü bir meblağ harcadı. Google tarafı, bu meblağın sadece para olarak görülmesine karşı çıkıyor. Firma, Samsung, HTC ve Motorola gibi Android üreticileriyle gelir paylaşımına gittiklerini ifade ediyor. Bu anlaşmaların bir parçasının da güncellemeler olduğunu söyleyen Pichai, zaman zaman dengeyi bulmaya çalıştıklarını da ifade ediyor.
Davada gündeme gelen bir başka konu da Apple ile Google arasındaki anlaşma oldu. 2016 yılında iki firma görüşmeler yaptığında Apple, kendi cihazlarında Google aramalarından elde edeceği gelirin arttırılmasını istemişti. Bu konuyla ilgili de konuşan Pichai, uzun süreli bir anlaşma yaptıklarından ve varsayılan konseptinin devam ettiğinden emin olmak istediğini belirti.
Genel olarak baktığımızda Google bu anlaşmalardan fayda sağlıyor ve pazar liderliğini de elinde bulunduruyor. Mahkemenin bu iş modelinin sadece faydalı bir model olarak mı göreceği yoksa illegal bir tekel olma çabası olarak mı değerlendireceği ise pek bilinmiyor.
